22 Mart 2012 Perşembe

Huzurun İstanbulda en yakın adresidir Sapanca...






Huzurun İstanbulda en yakın adresidir Sapanca... Yazı ayrı güzel kışı ayrı güzel, baharı ayrı bir havadır.
Dinlenmek, sakinleşmek, yaşamın tadını anlama adresidir.
Arada bir Sapancam gelir koşarak giderim, temiz hava, kuş seslerinin arasında enerji depolarım.
Sapancada neler mi yapılır, Evce' de kahvaltıyla başlar gün, mükemmel kahvaltı sofrasında sonunu düşünmeden tıka basa yersiniz:)



Bağdat Caddesi boyunca göle kadar yürünür, temiz hava, sokak köpekleriyle birlikte. Göl kenarında fotograflar çekilir, sitelerdeki evlere bakılır, Planöre binenler izlenir. Dönüş yolunda açıkılırsa Gözleme-Çiğbörek, acıkılmazsa dondurma alınır, yürüyüşle verilen kaloriler geri alınır:)

Eviniz varsa akşam mangal zamanıdır, günübirlikçiyseniz ise ya Vadi Restoranda yada İstanbuldere Alabalıkta akşam yemeği programı yapılır.






Heryeri ayrı güzel olduğu için yol boyunca bol bol fotograf çekilir, bu arada derin derin de nefes alınır, İstanbul kalabalığına alışmış bünyemizin akşam erkenden uykusu geleceğini bile bile, temiz hava çarpar derler ya...
Güneş her bir köşesinde güzel batar Sapancanın. Güneşin batışıyla birlikte acıkırsınız.
İstanbuldere yolu tutulur, kalamar, salata, şifa niyetine balık(balık sevmeyen biri olarak) yenir.

Yazlıkçı konsepti isterirse, Sapanca göl kenarına gidilir, çay bahçesinde çekirdek çitleyerek gazoz içilir:)

İstanbul dönüşünde aklınız kalır, ya buralara mı yerleşsek bir çiftlik alıp muhabbeti eşliğinde yola çıkılır.


Bu arada Sapancanın hep böyle kalmasını, hiç bozulmamasını dilersiniz en azından emekli olup yerleşinceye kadar...

Başka bir yayında da SPA olayına deyineceğim ki Sapanca deyince 2. aklıma gelen hatta aklımdan hiç çıkmayan hayallerden biridir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder